Sabah gazetesinden Faruk Erdem 2kötü niyet' tazminatının detaylarını köşe yazısına taşıdı. İşte ayrıntılar:

Çalışma hayatında işvereni de çalışanı da koruyan kurallar ve güvenceler var. Çalışanın işten ayrıldıktan sonra mağdur olmaması için üç ayrı tazminat sistemi konulmuş durumda:


1-İhbar tazminatı,

2-Kıdem tazminatı,

3- Geri dönüş tazminatı (veya kötü niyet tazminatı).

Kıdem tazminatı kişinin çalıştığı yıl ile brüt maaşının çarpılması ile hesaplanıyor. İhbar tazminatı ise çalışılan yıla göre belirleniyor ve 2 haftadan 8 haftaya kadar çıkıyor.

Geri dönüş tazminatında ise 30 kişiden fazla işyerinde çalışanlar, 1 ay içinde dava açtıklarında 8 brüt maaşa kadar tazminat alabiliyor.

ÇALIŞANLAR HABERSİZ

30 kişiden az personeli olan ve Türkiye'deki çoğunluk şirketlerin çalışanlarının ise farklı bir güvencesi bulunuyor. Bu çalışanlar işe geri dönüş davası açamıyorlar ancak 'kötü niyet tazminatı' ile alacakları parayı 3'e katlayabiliyorlar.

Kötü niyet tazminatı fesih hakkını kullanırken işverenin yaptığı hatalarla ortaya çıkıyor. Birçok çalışan bundan habersiz olduğu için de bu tazminatı kaçırıyor. Oysa dediğimiz gibi ihbar tazminatının üç katı ödeniyor ve ciddi bir tutar oluşturuyor. Burada çalışanın işten çıkartılırken haksızlığa uğraması söz konusu. Örneğin bir işçi sadece evlendiği için ya da hamile kaldığı için işten atılmışsa devreye kötü niyet tazminatı giriyor. Yine ırk, cinsiyet ayrımı, sendika üyeliği, hakkını arama gibi konularda da kötü niyet tazminatına hükmediliyor.

Bir işveren işçinin gerçek maaşını bordroya yansıtmıyor ve prim vergi kaçırıyorsa çalışan da bunu Çalışma Bakanlığı'nın ALO 170 hattına bildirmişse bu sebeple çıkartıldığında kötü niyet tazminatı devreye giriyor.