İstanbul’da, 2001 yılında terör örgütü ile ilişkili olduğu iddiasıyla gözaltına alınan İnanç Yamaç’ın ifadesi üzerine ‘Demokratik Liseler İçin Mücadele Komitesi’ (DLMK) Şişli sorumlusu olduğu ileri sürülerek tutuklanan Sennur Güven intihar etti. 
Yamaç'ın verdiği ancak daha sonra reddettiği ifadesi üzerine 19 Mart 2010’da gözaltına alınan Güven’e altı yıl üç ay hapis cezası verildi.
Yargıtay Başsavcılığı, başka delil olmadığı için kararın bozulması ve Güven hakkında beraata hükmedilmesi yönünde görüş belirtti. Ancak Yargıtay 9. Ceza Dairesi, “Hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan” 3 Haziran 2014’te cezayı onadı. Güven, 20 Kasım 2014’te tutuklanarak, Bakırköy Cezaevi’ne konuldu. Daha sonra daGebze Cezaevi’ne gönderildi.
Güven, dün tek başında kaldığı hücresinde ölü bulundu. Ailesine ve avukatına intihar ettiği bildirildi. Avukatı Bolaç, Aralık 2014’te Anayasa Mahkemesi’nde başvurarak, Güven’de çölyak, reflü ve diyabetin yanı sıra “depresyon ve mani” diye bilinen “bipolar bozukluk” adlı rahatsızlığın bulunduğunu ve cezaevinde kalamayacağını belirttiklerini söyledi. Bolaç, başvurunun 19 aydır sonuçlanmadığını anlattı. Güven’in ailesinin cezaevi idaresine başvurarak, “Kızımızın intihar eğilimi var” dediğini savunan Bolaç, “İdare aileye ‘Biz mahkumlar aracılığıyla kızınızı gözetliyoruz’ demiş” diye konuştu. Adli Tıp’ın Güven’in hastaneye yatırılması yönünde raporunun olduğunu ve buna rağmen adım atılmadığını öne süren Bolaç, “Sistem, Güven’in ölümüne bilerek ve isteyerek yardım etti. Eğer hastaneye sevk edilseydi gözetim altında olurdu. İntiharına engel olunabilirdi. Oysa burada tek başına kalıyordu” dedi.