Çevresi sanayi kuruluşları ve kimyasal madde tanklarıyla sarılmış olan Dilovası ilçe merkezindeki çam ve çeşitli ağaçlarla kaplı Adatepe, ilçe sakinleri tarafından da mesire yeri olarak kullanılıyor. Ancak geçtiğimiz yıllarda hemen yanında faaliyet gösteren bir firma, bu arazinin kendilerine ait olduğunu, yıllar önce 49 yıllığına kiraladıklarını öne sürerek kimyasal tank alanı olarak kullanmak amacıyla girişimde bulundu. Bazı ağaçları kesmeye başlayınca da ilçe sakinleri ayaklandı. Bu girişim, Kocaeli eski Valisi Ercan Topaca tarafından durdurulurken, daha sonra yeniden başlatıldı. Bazı ağaçlar kesildi ve birkaç yeni tank yerleştirildi.

TÜRKKAN'DAN SORU ÖNERGESİ

MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, konuyu TBMM'ye taşıdı ve Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce'nin cevaplandırması amacıyla soru önergesi verdi. Türkkan, "Üçüncü derece sit alanı olan bölge çeşitli oyunlarla sit alanı olmaktan çıkarılmaya çalışılmaktadır. Depoların yerleşim biriminin 3 kilometre  uzağında olduğu söylemi gerçeği yansıtmamaktadır. Depolar mahallenin içindedir ve bölge halkı için tehlike arz etmektedir" dedi. Türkkan, şu soruların yanıtlanmasını istedi: "Bölgenin yetkili firma tarafından ilk başta ağaçlandırma yapmak için kiralandığı, daha sonra diktiği ağaçları yaşlandığı gerekçesiyle kestiği ve kimyasal tanklar yerleştirdiği iddiası doğru mudur? Dilovası’nın tek ağaçlık alanı olan Adatepe’ye kimyasal depolama tankları yapan şirket tapunun kendilerine ait olduğunu iddia etmektedir. Bu iddia doğru mudur? Ormanlık alan üzerine özel bir şirkete nasıl tapu verilmiştir? Bölgede bugüne kadar kaç ağaç kesilmiştir? Türkiye Cumhuriyeti’nin Çevre ve Şehircilik Bakanı olarak ağaçların kesilip yerine kimyasal depolama tanklarının kurulmasını tasvip ediyor musunuz? Yeni bir mesire alanı kurulması için kaç ağaca ve ne kadar zamana ihtiyaç vardır? Adatepe yerine yeni bir mesire alanı kurma çalışmanız ya da düşünceniz var mıdır? Kimyasal tankların yerleşim birimine bu kadar yakın olması başta çocuklar ve yaşlılar olmak üzere tüm bölge halkı için tehlike arz etmektedir. Bakanlık olarak vatandaşların korunması için tedbir alınmış mıdır?"