HÜRRİYET GAZETESİNE

Eşini 18 yıl önce kaybeden iki çocuk annesi avukat Zeybek, 2020 yılı eylül ayında hayatını avukat Faruk Sarıoğlu ile birleştirmiş, Sarıoğlu’nun kim olduğu çok merak edilmişti. Zeybek ve eşi bu konuda ilk kez Hürriyet Gazetesine konuştu.

“FİLM GİBİ”

Hürriyet Gazetesinde yer alan “Aile Meclisi” adlı bölüm için Gamze Kolcu’ya konuşan çift meğer üniversiteden sınıf arkadaşıymış ve birbirlerinin ilk aşkıymış. Zeybek ve Sarıoğlu o yılları şöyle anlatıyor. İşte Gamze Kolcu’nun “film gibi” dediği bu evlilikle ilgili sorduğu sorular ve işte o sorulara verilen yanıtlar:

BİZE ÇOK SIRA AYIRMIŞLIĞI VARDIR

Sizi tanıyalım. Kimdir Faruk Sarıoğlu?
Malatyalıyım. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunuyum. Mesleğe hâkim olarak başladım. 27 yıl savcılık yaptım. Emine Hanım ile evlenince emekli oldum. Şimdilerde İstanbul’da avukatlığa başladım. Siyaset olunca, eşimin de yanında olmak istediğimden dolayı avukatlık daha kolay olacaktı.

Nasıl tanıştınız?
Faruk Sarıoğlu: 1987 yılında üniversitenin ikinci sınıfında tanıştık. Birinci sınıfta ben şöyle bir uzaktan görmüştüm ama o kadar; neyse ki aynı sınıfta buluştuk. Bizim zamanımız bu zamanlar gibi değildi, uzaktan uzaktan çaktırmamaya çalışıyorsun. Bize sınıfta çok sıra ayırmışlığı vardır, sağ olsun.

YİNE BENDEN ÖNCE GELMİŞ

Emine Zeybek: Ankara Hukuk çok kalabalık, amfiler de büyük, arka sıraya düşerseniz hiçbir şey duymuyorsunuz. Benim olayım ilk dört sırada olmaktı, ders dinlerken. Evim uzaktı, Demetevler’den gidiyordum okula, Faruk da hemen okulun yanındaki yurtta kalıyor.
Faruk Sarıoğlu: Ama yetişemiyordum, derse anca gidiyordum. Kaç defa nezaket yapayım, ben önce gidip sıra tutayım diye niyetlendim ama olmadı. Geldim, baktım, yine benden önce gelmiş (Gülüyor).
Emine Zeybek: Sabah 6.30’da evden çıkıyordum, çok da inek bir öğrenciydim. Üniversitenin kapısının tokmağı vardı, çalışkan grup ‘kim önce tutacak o tokmağı’ diye koştururduk. Saat 7.30’da okulda olurdum. Yeri tutardım, yurttaki bey de böyle salına salına gelirdi.

ONA ÇOK ŞİİR YAZDIM

İlk niyet beyanı ne zamandı?
Emine Zeybek: Üniversitede olmadı. Yıllarca arkadaş kaldık, çok uzun yıllar...
Faruk Sarıoğlu: Ben çok şiir yazmıştım ama anlamıyordu; anlamazlıktan geliyordu. Cesaretsizsin, çaktırmamaya çalışıyorsun ama bilsin de istiyorsun.
Emine Zeybek: Adıma bile şiir yazmıştı. Bana şiirler yazıyordu, getiriyordu, ‘Ay aman çok kötü’ diyordum ama anlıyordum bana yazıldığını tabii. Arkadaştık ve o bozulsun istemedim.

OKUL BİTTİ YOLLAR AYRILDI

Peki ya sonra...
Emine Zeybek: Sonra da bir şey olmadı aslında. 89’da okul bitti biz ayrıldık, ben Kocaeli’ye döndüm ve staja başladım. Faruk Malatya’ya gitti. Kocaeli’de staj yaptığım sırada ilk eşimle tanıştım ve ona çok aşık oldum. Evlendim, çocuklarımız oldu. Faruk da başka bir evlilik yaptı, hâkimdi eşi. Arada arkadaş olarak görüşüyorduk. Her şeyden önce arkadaştık, güzel bir 10 kişilik gruptuk kopmadık birbirimizden. 2003’te eşimi kaybettim kalp krizinden. Siyasete girdim, çocuklar büyüdü, vekil oldum.
Faruk Sarıoğlu: Askerlik falan derken ben Emine’den daha sonra, 1995 yılında evlendim. Bir süre sonra ben de eşimden ayrıldım. Hayat bizi üniversite bittikten 33 yıl sonra yeniden bir araya getirdi. 7 aydır evliyiz. Yol yıllar sonra şöyle kesişti; bir gün aradım Emine’yi görüşmek istedim. Eşimden ayrılalı dört-beş sene olmuştu.

YETER ARTIK, EVLENSEK M?

Emine Zeybek: Buluştuk ve bana; ‘Ya yeter artık. Sen de çok çektin, ben de; evlensek mi’ dedi; aynen böyle dedi. ‘Bir şansı kaçırdık üniversitede, kader bizi tekrar bir araya getirdi bence, bu şansı kaçırmayalım’ dedi. Ben biraz direndim, ‘Hayır’ dedim falan filan çünkü eşimi kaybettikten sonra evlenmeyi hiç düşünmemiştim. Herkes çok şaşırdı zaten. Şiirlerden, okul yıllarından bir şeyler kalmış demek ki (Gülüyor). İyi ki de bu zamanda olmuş, çocuklarımı vermiş Allah bana. Çocuklar, Faruk’un abisi, ablası; sade bir nikâh yaptık kendi aramızda. Güzel olan ikimizin de birbirimizin ilk aşkı olmasıydı. Böyle bir hikâye bizimki. 18 yıl sonra ikinci kez evlenmek zor bir karardı ama hep şunu söylüyorum, Faruk olmasaydı olmazdı.

İKİNCİ BAHAR FALAN YAŞAMIYORUZ!

İkinci bahar nasıl gidiyor?
Emine Zeybek: Yok, ikinci bahar falan yaşayamıyoruz. Haftada bir veya iki gün görüşebiliyoruz. Faruk İstanbul’da, ben Ankara’dayım, Kocaeli’de saha çalışmaları derken zaman kalmıyor. İkinci bahar da başka bahara kaldı anlayacağınız.
Faruk Sarıoğlu: Biz yine de fırsatları değerlendirmeye çalışıyoruz.

Sizden çok uzun yıllar önce başlamış bir siyaset hayatı... ‘Ağrımayan başımı mı ağrıtacağım’ demediniz mi?
Faruk Sarıoğlu: Yok canım yeter ki Emine olsun yanımda dedim. Emine için emekli olmuşum avukatlığa başlamışım ben. Hiç bilmediğim, anlamadığım bir alan. Hâkim ve savcılığın siyasetten uzak olması gerektiğini düşünenlerdendim. Şimdilerde hiç bilmediğim bir dünyanın içinde, zorluklarını yaşayarak öğreniyorum.
Emine Zeybek: İlk eşimi 30 Mart 2003’te kaybettim, çok zor bir dönemdi benim için. Yıl sonuna doğru 2004 belediye seçimleri olacaktı, beni belediye meclis üyesi olarak davet ettiler. Davet edilince şaşırdım; çok ilgilendiğim mevzular değildi. Babam bayılıyor siyasete; ‘Kabul et’ dedi. Meclis üyesi olarak girdim siyasete giriş o giriş. Üç dönem meclis üyeliği, kadın kolları başkanlığı, avukatlık, annelik her şeyi aynı anda yaptım. 2018’de de milletvekili olarak Meclis’e girdim.

YÜZÜKLERE 1987 YAZDIRMIŞ

Çiftin yüzüklerini Emine Hanım’ın yoğunluğu nedeniyle Faruk Bey seçmiş, eşinden fotoğraf göndererek onay almış. Yüzüklerin içine ise evlilik tarihleri olan 26 Eylül 2020 yerine üniversitede tanıştıkları yılı yani 1987 tarihini yazdırmışlar.

KIZDIĞI ZAMAN SUSUYOR

Birbirinizi anlatın. Yıllar sonra neler değişmiş?
Faruk Sarıoğlu: Hiçbir şey değişmemiş aslında. Sadece yaşananlar ve yaşın verdiği olgunlukları getirmiş hayat bize. Emine Hanım benim sağduyum. Fevri olabileceğim zamanlar olabilir, çabuk parlayacağım anlar olabilir, Emine sağduyusuyla bana yol gösterir. Çok sevgi dolu bir insan. Sakin bir liman gibi.

‘Şu olmasa iyi olurdu’ dediğiniz bir özelliği yok mu hiç?
Emine Zeybek: Tabii ki yok, değil mi Faruk (Gülüyor).
Faruk Sarıoğlu: Kızdığı zaman susuyor en kötü huyu bu. Ben tartışmayı severim, konuşmayı severim Emine kızmışsa susuyor. Çocuklar beni bu konuda uyarmışlardı zaten.
Emine Zeybek: Konuşursam kırıcı olabiliyorum o nedenle susuyorum.

YENİDEN ŞİİR YAZACAĞIM

Şiir yazılıyor mu hâlâ?
Faruk Sarıoğlu: Bende şiir kalmadı ki, yaşadıklarımız bütün şiirleri götürdü. İnşallah yeniden yazacağız. Emine de bekliyor.
Emine Zeybek: Ben de bekliyorum. Hatta ona yıllar sonra konuşmaya başladığımızda, ‘Ne zaman benim için şiir yazarsan o zaman evleneceğim seninle’ dedim ama yazamadı.

SOYİSİM JESTİ

EMİNE Zeybek’in 2003 yılında kaybettiği eşinden 28 yaşında Kerem ve 23 yaşında Sinem adında; Faruk Bey’in ise yaklaşık 5 yıl önce ayrıldığı eşinden 21 yaşında Mustafa Barış ve 16 yaşında İlayda isimleri çocukları var. Çiftin soyisimleri farklı. Faruk Sarıoğlu öyle özel bir anlayış göstermiş ki, Emine Hanım anlatırken eşinin gözlerinin içine bakıyor: “Sağolsun çok minnettarım bu konuda Faruk’a; çocuklarım babalarının soyadını taşısınlar istedi. Ben de çocuklarımla aynı soyadı taşımak istediğim için hiç engel olmadı.” Faruk Bey kendisine övgü gelince biraz utanıyor sanırım ailenin alıştığı tavrıyla yanıt veriyor: “Bir yere gittiğimizde kendimizi kanıtlamak zorunda kalıyoruz karı-koca olduğumuzu ispatlayamıyoruz. Evlilik cüzdanını yanımızda mı taşıyalım yani...”