TBMM’de basın toplantısı düzenleyen DEM PARTİ Kocaeli Milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu, önemli konulara değinerek sorunların çözülmesini istedi. Erzincan İliç madeninde yaşanan kazayı hatırlatan Gergerlioğlu, madenlere verilen olumlu ÇED raporlarına tepki gösterdi.

Bütün bunların nedeni gerekli önlemlerin alınmamasıdır!

İki gündür yoğun bir şekilde tüm Meclisin ve halkın Erzincan İliç’i konuştuğunu belirten Gergerlioğlu, “Bir altın madeni var ve yıllardır devam eden müracaatlara rağmen bu altın madeni işletiliyordu, siyanür ile altın arama, bulma, çıkarma şeklindeki faaliyet ile ilgili birçok şikayetimiz olmuştu. En sonunda biliyorsunuz bunlar gündem edilmemiş ve çok önemli bir toprak kayması gerçekleşti. 9 işçimiz şu anda toprak altında. Arama çalışmaları devam ediyor ama yetersiz. 1 milyon ton toprağın insanların üzerine kaydığını biliyoruz, gelen haberler bu yönde. Çok üzücü, can pazarı yaşanıyor. Umarım canlı olarak kurtulurlar fakat kolay değil çünkü çok büyük bir çökme var. Bütün bunların nedeni neydi? Gereken önlemlerin alınmaması!” dedi.

 

Yeterli denetim yapılmamış!

30 Haziran 2022’de bir soru önergesi verdiğini hatırlatan Gergerlioğlu, “Siyanürün toprağa, suya sızdığına dair birtakım sorular sormuştuk. Bize cevaplar verilmişti; “İşte maden sahasında bir sızma gerçekleşmiştir, biz de ceza verdik.” denilmiş ama yeterli bir denetim yapılmamış demek ki! Sonuçta bu kaza gerçekleşti ve çok açık bir şekilde şunu görüyoruz; kaza, cinayet göz göre göre gelmiş! Toprak çatlamış dönüp bakmamışlar! Kaymaya başlamış dönüp bakmamışlar ve en sonunda korkunç bir toprak kayması gerçekleşmiş ve o zaman insanlar toprak altında kaldığında birilerinin aklı başına gelmiş. Çok geç oldu ve can kaybı olacak büyük ihtimalle. Allah korusun diyoruz yine de fakat biz o zaman da sorduk! 20 ton siyanürün Fırat Nehri’ne karıştığı yönündeki iddiaları sorduk! Şu anda da yine toprağa ve Fırat Nehri’ne karışıp karışmadığına dair önemli bir tartışma var! Bakanlık ve firma yetkilileri böyle bir şey yok diyor fakat çok büyük bir tehdit olduğu apaçık ortada, büyük bir kaza var çünkü ortada. Çok büyük bir kayma var ve gereken güvenlik önlemleri alınmadığı için bunlar oluyor.” şeklinde konuştu.

Simge Mat’ta Yukarı Hereke’nin yerleşim alanını tehdit ediyor

Kocaeli Körfez Yukarı Hereke Mahallesi’nde Simge Mat’a ait taş ocaklarının genişletilme meselesini gündeme getirdiğini söyleyen Gergerlioğlu, “Geçtiğimiz günlerde çevre etki değerlendirme raporu için bir toplantı yapıldı. Biz daha bu kazadan önce Çevre Bakanlığı’na bir soru önergesi verdik ve Simge Mat’ın taş ocağının genişletilmemesi gerektiğini söyledik. Ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkıyor. Bakın İliç’teki maden için de bir genişletme ÇED raporu verilmiş ve ardından: “Hiçbir sıkıntı yoktur.” denilmiş. Vergi borçları affedilmiş. Nasıl oluyorsa! Sizin, benim vergi borçlarımız affedilmiyor arkadaşlar. Milyon dolarlık vergi borçları affedilmiş şirketin. Ardından genişlemeye dair ÇED raporunu rahatlıkla almış, genişlemiş ve ondan sonra toprakta milletin başına çökmüş. İşte bunun benzeri Simge Mat’ta olabilir diyoruz. Biz bununla ilgili itirazımızı Çevre Bakanlığı ve Kocaeli Valiliği’ne bildirdik. Erzincan İliç’te bir facia yaşandı, dün Kocaeli Valiliği Çevre Müdürü’nü de aradım! Kocaeli Körfez Yukarı Hereke’de Simge Mat’ın taş ocağını genişletmesi Yukarı Hereke yerleşim merkezini tehdit ediyor! Bunun bir an evvel durması lazım! Bu işlerde ne dolaplar dönüyor bilmiyoruz fakat çok rahatlıkla ÇED raporlarını alabiliyorlar. Gittikçe firmalara bu işler kolaylaştırılıyor ve çok rahat bir şekilde alıyorlar! Sonuç ne oluyor? Gariban, tehlikeli işte çalışmayı başka bir yerde iş bulamadığı için göze almış işçiler hayatlarını kaybediyor! Buradaki 9 işçi için de aynısı söyleniyor. Diğer işçiler burada çalışmamış demişler ki: “Burası tehlikeli bir yer.” Fakat bu 9 işçi orada çalışmış ve sonuçta canları ile bir bedel ödemişler. Olacak bir iş değil, bunu kabul etmiyoruz ve konuyu yakından takip edeceğimizi de buradan ifade etmiş olayım.” ifadelerini kullandı.

“Hiçbir acı Gazze’de yaşanan acının üstünde değildir çünkü bir soykırım canlı olarak yaşanmaktadır”

Gazze’de soykırımın devam etiğini vurgulayan Gergerlioğlu, “Bakın her gün gösteriyoruz, korkunç olaylar yaşanıyor Gazze’de! 130 günü aştı, korkunç bir katliam ve soykırım yaşanıyor ve gördüğünüz şu çocuklar korku dolu gözler ile anne ve babalarının ölümünü izliyorlar ve maalesef ki ölüm onlara çok yakın. Büyük bir soykırım yaşanıyor, buna tüm kamuoyunun duyarlı olması gerekiyor. Anneler nasıl bir acı içinde hayatını kaybetmiş bebeklerini kucaklarında tutuyor ve en acı haykırışlarını yapıyorlar. Şu anda 30 bine yakın insan hayatını kaybetmiş, 12 bini bebek ve çocuk, 8 binide kadın. İsrail 1.5 milyon insanın sıkıştığı Refah’a da kara harekatı yaparak 100 yılın en büyük soykırımını gerçekleştirme hazırlığında. Korkunç bir durum var, hepimizin duyarlı olması lazım. Yarın öbür gün insanlığın yüzüne bakacak haliniz kalmaz, bu vicdan sızlatıcı görüntülere çok iyi bakın. Hayatını kaybetmiş bebekler, kahrolmuş anneler ve büyük bir acının yaşandığı bir yer! Evet bizim burada çok sıkıntılarımız olabilir maddi ve manevi fakat hiçbir acı hiçbir sıkıntı şu anda dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok! Hiçbir acı Gazze’de yaşanan acının üstünde değildir çünkü bir soykırım canlı olarak yaşanmaktadır, canlı yayınlardan izlenmektedir ve Türkiye halen şu gördüğünüz gemiler ile İsrail’e sevkiyatı devam ettirmektedir. Olacak bir iş değil! Bunu Genel Kurul’da da kınadık, buradan da kınıyorum. Bu konu ile ilgili çok önemli gelişmeler var. Daha sonra değineceğim.” ifadelerini kullandı.

 

Aynı işe farklı ücret olmaz

Tıp dışı uzmanlık yapan mikrobiyoloji uzmanlığı, biyokimya uzmanlığı yapan eczacılık fakültesi, veteriner fakültesi, kimya fakültesi ve biyoloji bölümlerinden mezun olmuş uzmanların sorunlarını dile getiren Gergerlioğlu, “Bu uzman arkadaşlarımıza tıp fakültesinden mezun olan aynı uzmanlık dalındaki doktorlara verilen ücretin aynısı verilmiyor. Daha düşük ücretler veriliyor ve önemli bir mağduriyet yaşıyorlar. Yaptıkları iş farklı mı? Hayır! Aynı işi yapıyorlar fakat “Sen tıp fakültesinden mezun olmuşsun sana şu kadar, sen kimya fakültesinden mezun olmuşsun sana bu kadar.” Peki o zaman uzmanlık eğitimi yaptırmasaydın? Uzmanlık eğitimi yaptırmışsın, aynı statüye gelmiş ve bu noktada bir ayrımcılık yapıyorsunuz. Bu olmaz ve bu fark fazla deniliyor. Şu anda 2 uzman arasındaki fark 15 bin TL üzerinde ve gelecekte daha da çok artacaktır diyorlar. Bu konuda önemli bir mağduriyet yaşadıklarını söylüyorlar ve Madde 84’de bir yasa teklifi değişikliği istekleri var. Biz de bunu göreceğiz ve elimizden geleni yapacağız. Bir yasa teklifi vererek bu meselenin giderilmesi için bir gayret sarf edeceğimizi buradan belirtmiş olalım. Biyokimya dernekleri, mikrobiyoloji dernekleri bize başvuruyorlar, haklılar ben de bir hekimim biliyorum sahada doktor da olsanız diğer başka bir okuldan mezun da olsanız mikrobiyoloji ve biyokimyada yaptığınız iş aynıdır. Aynı işe 2 farklı ücret olmaz gerçekten bir haksızlık var.” şeklinde konuştu.

İnşaat Mühendisleri depreme yönelik eğitim alsın

İnşaat mühendisliği eğitiminde deprem mühendisliği eğitimi verilmesi talebi olduğunu ifade eden Gergerlioğlu, “Bu talepte bulunanlar haklı görünüyorlar çünkü inşaat yapmayı insanlar öğreniyor fakat acı bir gerçek var hepimiz çok üzücü bir şekilde yaşıyoruz. Bir anda evler başımıza yıkılıyor, deprem mühendisliği ile ilgili ayrı bir eğitimin verilmesi lazım. Gerekiyorsa 6 seneye çıkartılsın diyorlar inşaat mühendisliği eğitimi, her yere de üniversite açılmasın deniliyor.” dedi.

5 bin prim günü ile emeklilik haklarını istiyorlar

Kendisine birçok vatandaşın başvurduğunu söyleyen Gergerlioğlu, “5 bin prim gününden emekli olmak için yasal hakkımızın iadesini istiyoruz. Doğum borçlanmam yok işim yok, zor durumdayım.” diyen binlerce vatandaşın bize başvurusu oluyor. Bu meselenin de çözülmesini istiyoruz.” dedi.

 

Yoğun bakım uzmanlarının artırımı yerine palyatif servislerinin artırılması gerekiyor

Acil Tıp Ana Bilim Dalı Uzmanlarının Yoğun Bakım Yan Dal Uzmanlığı yapabilmesi için bir yasa çıkartıldığını aktaran Gergerlioğlu, “Yoğun bakım uzmanları buna itiraz ediyor. Diyorlar ki: “Zaten 6 bölüm yoğun bakım yan dalı yapıyor, 7. Bölüme gerek yok, acil tıp uzmanları zaten az onların yoğun bakıma bu şekilde geçmesi doğru değil çünkü acil tıp ana bilim dalı uzmanı, acilde bir yoğun bakım mı kuracak? Böyle iş mi olur? Bu olacak bir iş değil.” diyorlar ve acil tıp uzmanları da zaman ile azalacak çünkü oraya pek bir rağbet yok. Yoğun bakım da acilde olmaz! Bu da olacak bir iş değil! Yoğun bakım dernekleri buna itiraz ediyorlar. 7. Bir yan dal olması doğru değil! Biz bunu hep söylüyoruz! Yoğun bakım ve yoğun bakım uzmanlarının artırımı yerine palyatif servislerinin artırılması gerekiyor.