İçinde bulunduğumuz Şubat ayının 24’ü Gebze için önemli bir ismin bu dünyaya veda edişinin 111’inci yılı. 1869 yılında Şehremaneti olarak kurulan Kadıköy’ün ilk Şehremini yani Belediye Başkanı olan Osman Hamdi Bey’den bahsediyoruz.

Gebze- Eskihisar'daki köşkünde ve atölyesinde yaptığı resimlerle Gebze'nin adını dünya tarihine altın harflerle yazdıran dünyaca ünlü ressam Osman Hamdi Bey Kadıköy belediyesinin kuruluşunun ilk yılında Kadıköy’de oturduğu için, 33 yaşındayken şehremini olarak atanması, “Kadıköy’ün en büyük şansı’’ olarak da anılıyor.

 

Osman Hamdi Bey Kimdir?

Osman Hamdi Bey (30 Aralık 1842, İstanbul - 24 Şubat 1910, İstanbul) Osmanlı arkeolog, müzeci, ressam ve Kadıköy'ün ilk belediye başkanı.

Sakız Adası'ndan ufak yaşta evlatlık olarak gelen Rum asıllı Osmanlı sadrazamlarından İbrahim Ethem Paşa’nın oğlu, İstanbul Milletvekili, belediye başkanı, müzeci, kimyager ve felsefeci Halil Ethem Bey ve nümizmat İsmail Galip Bey’in ağabeyidir.

İlk Türk arkeoloğu kabul edilir. Bağdat’ta ilk arkeolojik çalışmalarını yaptıktan sonra asıl gerekli yasanın çıkarılmasını sağlayarak ve tüm arkeolojik çalışmaların kontrolünü üstlenerek modern arkeoloji biliminin Osmanlı'da temellendirilmesini sağladı.En önemli arkeolojik kazısı 1887-1888'de gerçekleştirildiği Sayda Kral Mezarlığı (Lübnan) kazılardır. Bu kazılar sırasında dünyaca ünlü İskender Lahdi’ni bulmuştur.

Osman Hamdi Bey İstanbul Arkeoloji Müzesi'nin 29 yıl müdürlüğünü yapmış ve müzeyi dünyanın sayılı müzeleri arasına ekletmiştir. Osman Hamdi Bey'i çağdaş Türk müzeciliğinin kurucusu sayanlar, bunu Osmanlı dönemindeki ilk Türk müze yöneticisi olmasıyla ve müzeyi geliştirmesiyle gerekçelendirirler.

Günümüzde varlığını Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak sürdüren Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'nin de kurucusudur. İlk Türk ressamlarından birisidir ve Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressam olarak tarihe geçmiştir.

 

Bazı Önemli Eserleri

Kahve Ocağı (1879) 
Haremden (1880) 
İki Müzisyen Kız (1880) 
Kuran okuyan Kız (1880) 
Çarşaflanan Kadınlar (1880) 
Vazo Yerleştiren Kız (1881) 
Gebze’den Manzara (1881) 
Çekik Gözlü Kız-Tevfika (1882) 
Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız I 
Türbe Ziyaretinde İki Genç Kız II (1890) 
Feraceli Kadınlar (1904) 
Pembe Başlıklı Kız (1904) 
Kaplumbağa Terbiyecisi (1906) 
Mimozalı Kadın (1906) 
Şehzade Türbesinde Derviş (1908) 
Silah Taciri (1908) 
Beyaz Entarili Kız (1908) 
Sarı Kurdeleli Kız (1909) 
Kaplumbağa terbiyecisi 
Leylak Toplayan Kız

Kaplumbağa Terbiyecisi

Kaplumbağa Terbiyecisi"Kaplumbağa Terbiyecisi", Osman Hamdi’nin en ilgi çeken ve özgün eserlerinden birisidir. 1906 tarihli eser, özellikle "Lale Devri"ndeki "Sadabad Eğlenceleri"nde geceleri bahçelerin aydınlatılması için kaplumbağaların sırtlarına mumlar dikilerek serbest bırakıldıkları bilgisi bir ipucu olabilir. Yani Osmanlı’nın devlet düzeninde "kaplumbağalar" da "kapıkulları" arasında yer almışlardır.

Bu arada birkaç Osmanlı kurumunun (Sanay-i Nefise, Asar-ı Atika Müzesi, Duyun-u Umumiye, vb.) en üst düzeyinde yönetici olan Hamdi Bey’in kendi iş yapma alışkanlığı/tarzı ile astlarının yaklaşımlarına ilişkin bir allegori akla gelmektedir. Osman Hamdi’nin kendisi olan "Terbiyeci" elinde neyi, boynunda maşası sırtında "keşkül-ü fıkarası" (dervişane bir tevekkülü akla getirmektedir. Hafif öne eğilmiş olarak yapraklarını yiyen üç kaplumbağaya nezaret etmektedir.

Arkada kalan iki kaplumbağa ise yemeğe yanaşmaya çalışmaktadır. Osman Hamdi Bey’in mesai arkadaşlarına yönelik acımasız, ümitsiz bir hicvi olarak yorumlanabilir bir resim bu... Önemli olan, alçaktaki tek ışık kaynağından gelen ışıkla aydınlanan resmin, öğelerinin ilgiyi konuya odaklayan bir yalınlık ve kurgu ile her tür gereksiz ayrıntının ayıklandığı çok başarılı bir bir başyapıt olmasıdır.